Kılavuz Karga Düğün Dernek Söyleşisindeydi.

Düğün Dernek
2013
imdb82
Türkiye için Yılın Komedisidir - tartışmam -

Bir filmden çıktığında hala şarkısını söylüyorsan
o filmi sevmişsindir arkadaş.
Bir filmden çıktığında hala daha güldüğün yerleri hatırlayıp hatırlatıyorsan o filme bayılmışsındır arkadaş.

Mizah severler bilir, durum komedisi yaratmada vodvil çok önemli ve güzel bir yöntemdir.
Bu filmde de "boka sarma" şeklindeki vodvil havası insanı (eğer avucunun içine alırsa) gülme krizine sokuyor.

Yönetmene de ekşi zirvesinde sorduk:
Fransızların ünlü vodvillerine büyük benzerlik ve paralellik gösteren bir ikinci yarı izledik. Özellikle arka pencereden sürekli karakterlerin girişi, Tıpkı "Kaç Baba Kaç" vodvilinde ve "Oyunun Oyunu"nda aynen vardı. Hem orada, hem burada çok güldürdü.
Selçuk Aydemir: Ben filmi üçe bölmek istiyordum. Başlangıcı bir köy dramı, sonra bir dram ve son bölüm bir vodvildi... Yapımcımız Necati Akpınar bir takım müdahalelerde bulundu.
Arkadan bir izleyici: "ya gene mi yapımcı beni engelledi tribi, hangi söyleşiye gitsek bu cevabı alıyoruz..."
Bu fotoğrafta da aynen bana bakıyorlar. 
Çok soru sordum adamlara.
"Valla ben değiştirmesinden çok memnun kaldım. Benim senaryoda çok absürt düşüncelerim vardı. Hem yüksek maliyet getirecekti, hemde çok gerekli, hikayeyi tamamlayıcı bir şey değildi. "

Selçuk Aydemir'e, ekibe yeni yüzler katacak mısınız? Sorusuna cevaben Rasim Öztekin'i anlatmaya başladı. O da bu arkadaş gibi (beni göstererek) başlarda siz Vodvil mi yapıyorsunuz neyin dedi ama, daha ertesi gün bize ısındı. Arkadalar benim özel bir cacığım var rakıyla süper gidiyor. Adam şalgamdan cacık yapmış ...

Söyleşide de birbirlerine çok güzel laf çakıyorlardı. Ahmet Kural ben zaten şöhrettim muhabbeti yapıyor "Gazi" de oynadım oolm!lamalar falan. Gazi ne, bana sanki Godfather diyor, Şinasi Yurtsever.
Ahmet Kural: Oolm benim Godfather'ım da Gazi!.. Allaa allaaaa...

Eksi, Düğün Dernek zirvesinde yönetmen, dizi olarak düşündükleri, "Çalgı Çengi'yi film olarak sattık arkadaşlar" dediğinde de, Şinasi Yurtsever: "ya ben orada filmlik oynamadım ki" diye itiraz etmiş.

Söyleşide, Yönetmene en çok güldükleri yer soruldu. Rasim Öztekin'in Ahmet Kural'ı sürükleyerek götürdüğü sahne sonrası herkes yerlere yatmış gülmekten. Ahmet Kural koşarak gelmiş, ben de izliyim nasıl oldu, diye. Yönetmen, "gülmekten çekemedik ki!"

Bir de, dizi çekimlerinden bir anı anlattılar, kış ortası ayaz mı ayaz, çekim yapıyorlar.
Ahmet Kural ile Murat Cemcir'in içinde dalgıç kıyafeti var. Cep telefonuna su damlıyor buza dönüşüyor öyle soğuk. Bir de bunlara su tutuyorlar. Ahmet Kural, "ya benim mont kas katı oldu, ıslanıp soğukta durunca" falan diyor. Yönetmen: "oolm siz gene iyisiniz bakın ben de dalgıç kıyafeti de yok, gene de duruyorum" falan diye gazı veriyor. sona platonun karavanına girip teknik ekibe, "Lan herifler ölecekler, gidin kanyak viski alın!" ... bir şişe viskiyi içirdik çekimlere devam ettik...

Şinasi Yurtsever, yönetmen acımasız abi, hatunla aynı gelinliği giyeceksin dedi, 15 kilo zayıfla diyor. 12 kilo verebildim. ama öldüm. ha bir de sakın o bacaklar senin mi abi diye sormayın. Kıl oluyorum o soruya :)
Şinasi Yurtsever: çekimler bitti, saç kesimim manyak, havaalanına şapka ile girdim. Yasakmış. Şapkayı çıkardım, güvenlikçi... "giy giy" falan diyor. Öyle bir tip olmuşum.


Yazar ve yönetmen Selçuk Aydemir sivaslı,
"kendi yörene ait bir komedi çekemiyorsan
mizaha ihanet ediyorsun demektir" düsturuyla sivasta çekmişler...

Kendi insanını ne kadar tanırsan, o kadar kendi insanını iyi güldürebilirsin.

Kendilerinden önce şive komedilerinde yöre insanıyla dalga geçen üsluptan,
onların yaşam şekline saygı göstererek ve onları iyi tanıyarak mizah nasıl yapılır bize gösterdikleri için teşekkür ederim.

Ahmet Kural'ın halay başında yaslanarak oynadığı ve deforme ettiği şeklini kendisi çok güzel açıklamış:
"sivas'ta onlarca halay çeşidi var. bu halay, en manidar olanlardan. kurtuluş savaşında açlık çeken askerler yemek sırasında beklerken bu halayı çekiyorlarmış. öndeki bayılsa da arkadakiler ona destek oluyormuş. bu gün bu halay'a sıcacık sinemada izlerken gülebiliyorsak onlar sayesinde" benzeri bir saygı duruşunda bulunmuştur.

Söyleşide şöyle bir eski Türk Sineması muhabbeti de oldu karşılıklı.
- Eğin'de çektiniz filmin bir kısmını. Meşhur Zeki - Metin ikilisinin Eğinlileri anlattığı filmi vardır.
- Bu adamalar nereye bakıyor. (Murat bir de Metin ağzı ile filmden replik patlatır)
- Hah yaşa biliyorsunuz... (herkes de gülüşmeler) Sizi de sinemanın yeni ikilisi olarak görüyorlar mı? siz kendinizi görüyor musunuz? (uzun bir cevap verdiler Murat ve Ahmet)
......
Yönetmen: Ben Ertem Eğilmez'i çok severim ve onun gibi bir ekip çıkarmak isterim.
- Ertem Eğilmez bu kadar komedi çekti, ama onun görüntü yönetmeni Yavuz Turgul drama yöneldi. Acaba çok mu çektirmiş Ertem Eğilmez (gülüşmeler)
- Ama Yavuz'da çok dram diyemeyiz. Komedi yönü de vardı filmlerinde.
- Bi kere Çiçek Abbas var senaryosunu yazdığı. Bir de Ertem Eğilmez'in Hababam mirasının hiç edildiğini düşünüyor musunuz?
- Evet, oğlu sinemaya... yaaa burada söylediklerimizi yazmayacaksınız değil mi....

Sansür Konusunda da Yönetmen'in çok güldüğüm bir  lafı oldu,
- Neredeyse +18 yiyorduk Çalgı Çengi'de... +18 olması için bir şeylerin gözükmesi gerekmiyor mu ya!
demiş... Çok güldüm...
.

Hiç yorum yok: